Lady Of Rohan

Fernando Alonso.. En sevdiğim İspanyol:) yıllardır ilgiyle takip ettiğim, desteklediğim pilot.. 2010 sezonuna harika bir dubleyle başlamıştı Ferrari ancak zamanla Redbull Racing' in önlenemez yükleşi karşısında elleri kolları bağlandı adeta. Hep bir umutla izledik yarışları, Tifosi-ler- öyle bir kaç yenilgiyle bırakmazdı takımını zira.  


Ve yanılmadık da..  " Bundan sonra her yarışta mutlaka podyumda olmalıyım " dediği zaman Alonso; herkes " amma da sıkıyorsun be Fernando " diye düşünmüştü ama biz O' nu tanıdığımız için biliyorduk istediği bir şey varsa bunu mutlaka başarabileceğini ki başardı da..

Son 8 yarışın 7sinde de podyumdaydı.. Birden şampiyona lideri olarak konuşulmaya başlandı.. bunların hiçbiri tesadüf değil ya da şans.. Karşısına çıkan fırsatları olabildiğince iyi değerlendirmekle ve yetenekle ilgili.. Serinkanlı ve dikkatli olmakla ilgili. Bunların hepsi de Alonso' da var, bu sebeple son yarışa giderlerken lider olarak gidiyor.


" RBR' lar asla geçilemez, adeta uçuyorlar.. "  dendikçe, Alonso ve Scuderia Ferrari de buna yanıt verir gibi, başarılı stratejik hamleleriyle geçtiler iki Redbull pilotunu da. "Saf hız" evet çok önemli motor sporlarında ancak bunu yetenek, soğuk kanlılık, hatasız sürüş ve doğru kararlarla tamamlamadan bir yere kadar gidilebilir-di..


Alonso şimdiye kadar bunu başardı, son yarışa lider gideceği Abu Dhabi'den şampiyonlukla ayrılması en büyük temennim :))

ps. Bunca Alonso sevdama rağmen, Ne Lewis, ne Jenson ne de Webber' e karşı bir antipatim var. Seb' i bile biraz daha büyürse ve akıllanırsa sevebilirim belki.. Hepsi de şahane pilotlar, geçmişleri bunu kanıtlar nitelikte ama içlerinden biri daha başka Mark Webber, eğer Alonso olmasaydı favori pilotum kesinlikle o olurdu.