Tarkan 2010 Istanbul Konseri(Performance of Tarkan in the opening of Istanbul like European Cultural Capital)









beğendiğim coverlar bu başlıkta..

*AMA ÖNCE EN ŞAHANE TORPİLLİ OLANDAN BAŞLAYALIM. ELBETTE BU COVER DEĞİL AMA AÇILIŞ BUNUNLA OLSUN*



****




















AMATÖRLERE DE ŞANS VERMEK LAZIM...







3 cover da şahane.. bu çocuğun sese bayılsam keşke..









Haziran Yağmurları

Yaz geldi.. ama hiç oralı değilim, bu havanın kasveti boğmakla meşgul beni ve ruhumu. Eskiden duvardaki takvimden o günü koparır arkasında yazanları okurdum-neden eskiden dedim, artık doğru dürüst yerler vermiyorlar o takvimlerden, hem anneanne takvimi onlar, modası da geçti:)- ve genelde yaz aylarında, özellikle temmuz ve ağustos'ta "filiz koparan fırtınası" "gündönümü fırtınası" vb gibi açıklamalar olurdu takvim yaprağının arkasında. şöyle ki: fırtına takvimi

Haziran'ın ilk haftasında da bunlardan birine yakalandık sanırım. Bundan önceki senelerde kuraklıkla boğuşurken aslında bu yağmurlar toprağa hayat veriyor, can simidimiz oluyor şimdilerde unutmamak lazım.



Yağmurda dolaşmayı ıslandığım için sevmem ancak, ıslanmayı bile isteyebileceğim bir zaman olabilir değil mi? evden çıkmayan beni, yağmurlu havada dışarı çıkartacak bir neden..

*****


Grangé'nin yeni kitabını da aldım, haberim bile yoktu çıktıgından Mert söyleyene kadar. Gerçi bu hafta çıkmış, 2 gün gecikmeli almışım ama yine de kızdım kendime "nasıl bilmezsin bunu" diye.

Kitapla ilgili henüz fikrim yok, kapak tasarımına bayıldım yalnız, bitince bilgi gelecek tabii.. Sadece kahramanımız bu defa bir kadın gibi duruyor, ilk bir kaç sayfası okundu elbette.. 1-2 güne biter yorumlar eklenir akabinde..



*****






Şu azıcık kasvetli havada, 30 Haziran'da gösterime girecek Twilight Saga Eclipse filminin soundtrack albümündeki bu harika şarkıyla geçirdim günümü, siz de dinleyin..

Biyometrik Pasaport I

ekşi sözlükten alıntıdır:






yazıma güzel bir küfürle başlamak istesem de, neyse diyorum.. meraklısına aydınlatma amaçlı yazmak isterim.. üzgünüm özet geç(e)miyorum:

bugün saat 15:00 teki randevumuz için, sabah telefonla aranır izmir emniyet müdürlüğü. yanıt veren memur, ne randevusu randevu mandevu yok artık der. bu arada, randevuyu da e-pasaport.gov.tr den bir kaç gün önce almışız zaten. çağrı merkezindeki görevliler de, sadece yarım saat erkenden gidin yeterli olur demişlerdir. zaten, randevuyu veren başkası, başvurun yerin başka yer olunca hele ki türkiye'de de yaşadıgımızı unutmayınca, bu kadar kolay olmayacağını biliyorduk bu işin..

sabahtan gidip parmak izini verelim bari, öğleden sonra beklemeyelim dedik ve gittik ailecek. pasaport verilen odanın kapısının önünde bir polis duruyor ve sorulara yanıt veriyordu. bankaya yatırın paralarınızı dedi çoğu kişiye(bu arada öğrendik ki, bankalar pasaport harç paralarını almıyorlarmış) yani polis memurun hesap nosunu verdiği banka numarasına da para yatırılamamakta idi. 

benden hemen önce, bir çocuk "ben internetten randevu almıştım da" diyerek konuşmaya başladı, polis memurumuz "yok randevu falan internetten kaldırıldı o" dedi. lan daha dün açıldı zaten randevu alma, 1 gün sonra kapadılar mı? diye wtf!?? moduna girdim tabi, o sinirle histerik bir kahkaha patlattım adam da bana baktı bir süre pis pis.. 

neyse, biz şunun için gelmiştik bilmem ne diye soru sorduk, "bakim belgelerine" dedi, gösterince bu defa "aşağı katta parmak izi verip buraya gelin cüzdan bedelini buraya veriyorsunuz" dedi. hemen indik alt kata, saat daha 10:00.. demezler mi "parmak izi için sayılar bitti, öğleden sonra gelin" diye. haydaaa..

bu arada, üniversiteden bilmem kim bey diye isim alarak gelmiştik, üst kata çıktık yine o bilmiş memur abiye şu beyi arıyoruz biz dedik.. direkt açtı kapıyı.. ülkemde bu işler böyledir, beni bilmem kim gönderdi dediğin an kapılar açılır yüzüne.. gittim buldum memur beyi, sordum dedim ki böyle böyle "belgelerimiz tam parmak izimiz yok. öğleden sonra gelin dediler bize diye.." " burdan yapmanıza gerek yok illa ki tüm emniyet müdürlüklerinden parmak izinizi verebilirsiniz" dedi o da.. hatta dedi ki, "bakın inanın şuan kimsenin bir şeyden haberi yok. yeni başvuru almıyoruz kesinlikle, çünkü ne yapacağımız konusunda bir netlik yok"dedi. "peki parmak izimizi verip buraya gelsek öğleden sonra yapabilir miyiz başvuruyu?" dedim ben, "bence 2-3 gün bekleyin öyle yapın siz, bir şeyler oturmuş olur hem" ya da "öğleden sonra gelirseniz bakarız ne yapacağımıza" dedi.

hemen bornova ilçe emniyete uçtuk geldik saat 11:30, biraz da şirinlik bişiler yapıp sıranın sonuna geçtim. zira benden sonrakilere "öğleden sonra gelin siz" dediler.

haa bu da ayrı bir konu, bir belge imzalıyorsun, özetle: " evet ben manyağım! gönüllü olarak 10 parmağımın da izini vermek istiyorum size" diye.. onu da hallettik. "burda nasıl gidiyor biyometrik pasaport başvuruları " dedim memur beye: "sorun var, harç paralarıyla ilgili " dedi o da.. aynı sorunlar burda da vardı.. "sistem nasıl işleyecek peki diye sordum" merakla, "bizler sadece başvuruları alıp ankara'ya yollayacağız, onlar da pasaportlarınızı çıkartıp size posta yoluyla gönderecekler " dedi. "haliyle 3-4 günü bulur gelmesi" diye de ekledi.. "say abicim onu sen en az 1 hafta" dedim ben de içimden..

----- öğleden sonrası part 2----

gidilen izmir emniyet müdürlüğünde, bir düzen oluşmuş.. internet başvuru sisteminden randevu alanların ismi listeye yazılmış. kapıdaki memur hala orda ama bu defa listesiyle. saat saat tek tek yazmış isimleri. (yanlış görmediysem, her saate 3 kişi konulmuş randevularda)

baş komiser geldikten sonra, bir fırça çekti belli ki.. sabah gittiğimizde, "randevu mu o da ne?" diyenler randevululara öncelik verip diğer gelenleri ya sıranın gerisine yazdılar ya da bugün git yarın gel usulüyle eve gönderdiler.

bir şeyler yavaş yavaş oturacak belli ki. tavsiyem: tüm işlemlerinizi yaptırın randevu saatinden çok önceden(parmak izi ve para yatırma faslını kastediyorum). sonra da randevu saatinden 1 saat ya da 45 dk önce gidip sıranıza girin ve bekleyin.. 

yeşil pasaport için, zaten harç bedeli yok, cüzdan bedelini de hemen oracıktaki vezneye veriyorsunuz emniyetteki. aynı oda içinde zaten başvuru yeriyle. bunun dışında, hak sahibi kimse, sadece onun gitmesi kafi imiş, yeşil(hususi) pasaport için. belgelerinizin tam olması koşuluyla tabi ki.

not: hacca gitmek için, pasaport çıkarmaya gelen çok fazla kişi var haberiniz olsun. ona göre yoğunluk olabilir, ama sanırım çoğu yaşı nedeniyle de internetten randevu sistemine henüz vakıf değil. zira "bugün git yarın gel"leri hep onlara söylediler.


çok önemli not: bugün belgelerimizi tamamladık, asıl randevu günümüz 2 Haziran yani yarın.. bakalım nası bir 2. gün bekliyor bizi.. gittiğimizde adımız o listede olacak mı? sistem 1 günde ne denli oturmuş olacak hepsini test edeceğim ve yazacağım buraya..


son ek: Biyometrik vesikalık fotoğrafın birebir örneği aşağıdaki gibidir: 


ICAO standartlarına göre biyometrik vesikalık fotoğraflarda yüz, 45 mm olan fotoğraf boyunun %70'i ile %80'i arasında bir yer kaplamalıdır. Bu da yaklaşık olarak 32 mm. ile 36 mm. arasında bir ölçüyü ifade etmektedir.

Biyometrik vesikalığın ebatları 35 mm x 45 mm olarak belirlenmiştir. Tüm fotoğrafçılarda biyometrik vesikalık çektirmek mümkündür.